Bir önceki yazımda Ağva'da tanıştığım çiftle ilgili bir aşk hikayesi anlatacağımdan bahsetmiştim.
Yüzmek için Ağva'nın çok güzel gizli bir yeri olan; Kimli'deyim en azından o zamanlar çok bilinmiyordu. Suya girmek için baktığım yerde denizanası görüp rahatsız olduğum esnada sağ tarafımda bir çifttin bana gülümsediğini gördüm. Başta kızı yabancı erkeği Türk sandım. Beni cesaretlendirmek için suya girdiklerinde artık arkadaş olmak için ilk adımı atmış bulunmanın verdiği keyifle saatlerce yüzüp günün keyfini çıkardık. Arada onların resimlerini çekip sohbet ediyoruz.
Bu arada çocuk Fransız kız ise Türk ama ne yalan söyleyeyim çocuk Türkçe'yi çok güzel konuşuyor, onunda hikayesi de ilerleyen satırlarda...
Akşam beni yemeğe davet ediyorlar, Ağva'da göletin yanında bambu iskelede rakı, balık, meze ve mükemmel çift beni bekliyor. Tam saatinde masalarında oluyorum ve kız hikayeyi anlatmaya başlıyor bana hazır olun:)
Bundan iki ay önce İstanbul'da taksimde arkadaşlar buluşma kararı alıyor ve Aynur'uda davet ediyorlar. Aynur ortamda kimlerin olacağını bilmeden gidiveriyor. Bir bakıyor iki yabancı erkek ve kendi arkadaşları. İngilizcenin i'sini bilmeyen Aynur tabi ki muhabbete giremiyor. Ortamdan sıkılıp bir köşede internette dolanırken Didier yanına giderek onunla konuşmaya çalışıyor. Aynur tabi ki İngilizce bilmediğinden çeviri yapa yapa tanışmaya çalışıyor, birbirlerini sosyal mecralardan ekleyerek o akşamı sonlandırıyorlar.
Didier ertesi gün Fransa'ya gidiyor ama internetten konuşmalar devam ediyor. İlk haftanın sonunda Didier, Aynur'u görmek istediğini söylüyor ve ilk uçakla İstanbul'a geliyor. Taksimde bir otelde buluşuyorlar. Aynur'un deyimiyle saatlerce sadece konuşmaya çalışan bu genç adam bir hafta içinde öğrene bildiği kadar Türkçe öğrenmiş bir vaziyette karşısında:)
Sabaha kadar sadece konuşmuşlar bunun altını özellikle çiziyorum çünkü buna Aynur'da bende bayağı bir şaşırdık, günümüz Türkiyesin de malum.... Her neyse Didier hayatında 10 yıllık bir ilişkinin henüz bittiğini ve kız arkadaşının evden ayrılması için ev baktıklarını söylüyor. Sabah ayrılırken Didier, Aynur ile sevgili olmak istiyor Aynur kızın evinden taşınması gerektiğini ancak o zaman tamamen başlayabileceklerini söylüyor.
Aradan bir iki hafta geçiyor ve Didier özgürdür. Tanıştıklarının birinci ayında Didier, Aynur'u yakından tanımak için Kapadokya'da bir hafta tatil ayarlıyor ve çift bir haftayı orada geçiriyor. Birlikte geziyor fotoğraflar çekiyor ve bu arada Didier, Türkçeyi de günde ikişer saat Türkçe çalışarak ilerletiyor, daha sonra yine Didier Fransa'ya gidiyor ve ikinci aylarında işte karşımdalar ve Didier inanılmayacak derecede Türkçe biliyor ve şaşılacak derecede Aynur ne Fransızca öğrenmiş nede İngilizce. Didier'in fedakarlığına şapka çıkararak mükemmel bir tatil geçiriyoruz. Bu arada Didier Aynur'u Fransa'ya götürmek istiyor yılbaşında Paris'te olmak ve yaşadığı yeri Aynur'a göstermek istiyor. Vizede çıkan problemlerden canları sıkılsa da iki ay sonra Aynur yeni yılda Fransa'ya gidiyor. Her şey hızlı bir şekilde ilerlerken bu kez Didier Aynur'u ailesi ile tanıştırmak için Fransa'ya çağırıyorlar ve çift sözleniyor. Ve yaza tanıştıkları taksimde kaldıkları o otelin lobisinde nikah kıyarak giriyorlar. Mükemmel bir düğünde mükemmel bir aşk örneği sergiliyorlar.
Şimdi üzerinden 4 yıl geçti ve Aynur aşkın meyvesi olarak ikiz bebek dünyaya getirdi. Dünyanın bir ucundan gelen ve dilini, dahi bilmediği kadına aşık olan bu adamın onu kazanmak uğruna dilini öğrenmesi mükemmel bir şey olsa gerek. Bu arada Aynur hala İngilizce bilmiyor:) Düğünden sonra Fransa'nın yasalarından dolayı zorunlu taksimde Fransız kültürde eğitim gördüğü yarım yamalak Fransızcası ile orada yaşıyor. Aşk nelere kadir öyle değil mi:) Vatanını bıraktığı adamla dilini bilmediği insanların yanında yaşamaya başlayarak aynı fedakarlığı gösteriyor Aynur'umda :)
Bence bakmakla görmek arasındaki çok ince bir çizgide gizli aşk Aynur'un ayağının sakat olması, aynı dili konuşmaması, farklı kültürden olması Didier için asla korkutucu olmadı gayet ciddi yaklaşarak onunla hayatını birleştirebildi peki bizler bu kadar yalnızlıktan yakınırken neden hala yalnızız....
Ve mükemmel aile;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder