23 Ocak 2014 Perşembe

Cadıkazanı...

İstanbul'daki ilk yıl debelenmem anlattıklarımla da sınırlı değildi elbet, daha öncede bahsettiğim gibi yüklü miktardaki param en yakın yardım ettiğim arkadaşım tarafından çalınmış, çalıştığım iş yeri iki kez değişmiş ki sonuncusunda bir aylık maaş alınamamış, iki ev değişikliği ve giden iki aylık maaş parasının kaldığım kişilerden alınamaması, yazıldığım İngilizce kurslarına gidemeyişimden ötürü yüklü miktarda parayı benden sonra haciz yoluna kadar varacak şekilde geri alacak olmaları dışında yeni yıla büyük bir umutla girmeyi beklerken fotoğraf makinemin çalınması geri sayım sabaha kadar ağlayarak girmem ve en acıklısı ve iğrenci açlıktan uyuyamadığım bir gün sırf askerdeyken psikolojisi bozuldu diye tatile gönderdiğim arkadaşımın karnımı doyurmak için 6.95'lik menüyü yedikten sonra kendisini 5 dakika mutlu etmemi istemesi idi. Evet küfredebilir iğrenç insanlarla arkadaşlık kurduğumu düşünebilirsiniz daha da iğrenci böyle bir şeyi kabul edemeyeceğimi söyleyip bağırırken ağzından çıkan o lanet olası cümle: ''O zaman çorabını ver!'' Tiksinç bir durum....

Neden bu kadar zihniniz cinsel saplantılarla dolu, insanlıktan neden bu kadar uzaksınız diye sormadan edemiyorum. Arkadaşlıklar ya çıkar ( maddi çıkar manevi çıkar üstünü çıkar çıkar babam çıkar) yada cinsel saplantılardan oluşmaya başladı. Her neyse bütün bu arbedelerden sonra yeni evim hani daha önce bahsettiğim dükkandan bozma tek odalı ev ve yeni işim Google arama motoru reklamcılığı işi maddi ve manevi sorunlarıma rağmen orta karar bir yıl geçirmeme vesile oldu. Bu arada tabi başımı daha büyük bir belaya soktum onu da ilerleyen zamanlarda anlatacağım, neredeyse başımı keseceklerdi!!!

Kıt kanaat geçinip giderken sormazlar mı bu kıza hayatında kimse olmadı mı diye :p Nah oldu sen ki Karadeniz'in bağrından kopup geldin düşüncelerinde geri kafalı olmaması mümkün mü... Hep aynı sorunsal cinsellik!!! Neden yatmıyor muşum? O zaman ben yurt dışına gittiğim kısmını cv'den çıkarmalıy mışım, onlara göre ilişkilerinde her şeyi yaşamalılarmış falanda filan daha ilk görüşmede söylenmemesi gereken bir ton şeyden dolayı İstanbul gibi bir cadıkazanından tek başıma hayatta kalma aynı zamanda doğrularımdan vazgeçmeme sınavımı eninde sonunda kazanacaktım ama hikayenin buraya gelmesine daha çok var malum hayat şerefsiz, aslında en büyüğünün en güvendiğim insan olduğunu da zamanla öğrenecektim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder